Metatron: Kutsal Dünyanın Başmeleği. Basmelek olmadan önce Enok’a kitap yazdirildi ve o kitap dan önemli noktalardan alintidir.

1500 yıldır kayıp olan bir kutsal kitap, 1773 yılında Habeşistan’da bir manastırda bulundu. Peki hem Hıristiyanlar hem de Yahudiler neden bu kitabı ortadan kaldırmak istedi? Onları rahatsız eden ne vardı?
Enok (Hanok) hem Tevrat’ta hem de İncil’de anılmakta. Kuran’da Hz. İdris olarak anılıyor. Tufan öncesi bu peygamber Nuh’un büyükbabasıydı. Ölümü tatmadan 365 yaşında göğe alındı. Bazı eski yazarlara göre bilim ve sanatları, yazı yazmayı ilk öğreten kişi Hermes, Thoth ve/veya Merkür ile birdi.
Kitap, Tevrat gibi kutsal metinlerde anlaşılmayan ve kısa bir şekilde aktarılan birçok şeyi ayrıntılı bir şekilde betimliyor. Dehşet verici şeyler… Bunlar din adamlarını rahatsız etmiş olabilir.
Adem ve Havva’nın torunları dünyaya daha yeni nüfuz ederken Düşmüş Melekler yeryüzüne indiler… Tanrı’nın emirlerine karşı geldiler. İnsanlarla iç içe oldular. İnsanlara savaş, kozmetik, kıymetli taşlar ve günümüzde yaygın nice ilim ve sanatı öğrettiler. İnsanlarla düşüp kalktılar, melez çocukları dehşet saçan devler Nefilim’di. Sonra dünya çatırdadı, ekseni kaydı ve büyük bir tufan her şeyi alıp götürdü.
Enok’un Kitabı tarih öncesi uzaylı ziyaretçiler, batık kıtalar gibi birçok varsayıma yol açmıştır.

Başmeleklerin Adları

  1. Rafael, başmeleklerden biridir. İnsanların ruhlarını yönetir
  2. Raguel, başmeleklerden biridir. Dünya’da ve diğer parlayan [yıldızlarda] ceza verir.
  3. Mikail, başmeleklerden biridir. İnsanlığın erdemlerini ve ulusları yönetir.
  4. Sarakiel, başmeleklerden biridir. Günaha sapan insanoğullarının ruhlarını yönetir
  5. Cebrail, başmeleklerden biridir. Cennet’i, Ikisat ve Kerubileri yönetir
  6. Remiel, başmeleklerden biridir. Başkaldıranları yönetir
  7. Metatron, başmeleklerden biridir ve başmeleklerin lideridir. Platinyum ışının başmeleğidir, dünyadaki tüm ruhlardan sorumludur.

Ve göklerin üzerinde oturan herkes bir emir aldı; onlara tek bir guc, tek bir ses ve ateşe benzer tek bir ışık verildi. Sözleri ile önce Secilmiş Olan’ı kutsadılar, yücelttiler ve bilgelikle onurlandırdılar. Bilgeliği sozlerle, yaşam nefesi ile verdiler.

Ruhların Tanrısı Secilmiş Olan’ı onurlu tahtina oturttu. Böylece o göklerdeki uluların tum yaptiklarını yargılayacaktir. Onların yaptikları terazide tartilacaktir. Ve o dönüp Ruhların Tanrısı’nın adıyla, sözüyle ve O’nun adil yargılamasıyla onların gizli amellerini yargıladığında, o zaman hepsi tek ses olup Ruhların Tanrısı’nın adını kutsayacak, onurlandıracak, yüceltecek. O zaman göklerin topluluğu ve yukarıdaki tüm ulular, hatta Tanrı’nın topluluğu, Kerubim, Serafim ve Ofanim, tum güc melekleri, tum üstünlük melekleri, Secilmiş Olan, ve dunyanın uzerindeki, suyun uzerindeki diğer gücler cağrılacak.

O gün hepsi tek ses olup iman ruhuyla, bilgelik ve sabır ruhuyla, merhamet ruhuyla, yargılama ve huzur ruhuyla, iyilik ruhuyla Tanrı’yı kutsayacak, övecek ve onurlandıracak. Evet, hepsi tek bir sesle diyecek ki: ‘O kutsanmıştir ve sonsuza kadar kutsansın Ruhların Tanrısı’nın adı.’Gökteki tüm uyumayanlar O’nu kutsayacak.

Göklerdeki tüm ulular O’nu kutsayacak. Hayat bahcesinde kalan tüm secilmişler, kutsayabilecek, onurlandırabilecek, yüceltebilecek tüm ışık ruhları senin kutsal adını ebediyen onurlandıracak ve kutsayacak. Ruhların Tanrısı’nın merhame ve sabrı cok olduğu icin, yaptiğı, yarattiğı her şeyi ululara ve secilmişlere bildirdi.”


Seçilmişlerin Yargılanması ve Cennetin ölçümü – I

O günlerde o meleklere uzun ölçüm şeritleri verildi. Melekler kendilerine kanatlar alıp uçtular ve kuzeye doğru gittiler.

Meleğe sordum: “Neden ölçüm şeritleri alıp gittiler?” O da dedi ki: “Ölçmeye gittiler.”

Ve benimle gelen melek dedi ki: “Adillerin ve onların birbirleriyle olan bağlarını ölçecekler ki sonsuza kadar Ruhların Tanrısı’nın adıyla huzur içinde kalabilsinler.

Ve seçilmişler seçilmişlerle birlikte kalmaya başlayacak.

İnanca o ölçüler verilecek ve adaleti güçlendirecektir.

O ölçüler dünyanın derinliklerinin tüm sırlarını ortaya çıkaracaktır.

Çölün yok ettiği, vahşi hayvanların yediği, denizdeki balıkların yediği kişiler Seçilmiş Olan’ın gününde dönüp orada dursun diye. Çünkü Ruhların Tanrısı’nın önünde hiçbiriok edilmeyecek ve hiçbiri yok edilemez.

Ve göklerin üzerinde oturan herkes bir emir aldı; onlara tek bir güç, tek bir ses ve ateşe benzer tek bir ışık verildi.

Sözleri ile önce Seçilmiş Olan’ı kutsadılar, yücelttiler ve bilgelikle onurlandırdılar. Bilgeliği sözlerle , yaşam nefesi ile verdiler.

O zaman göklerin topluluğu ve yukarıdaki tüm ulular, hatta Tanrı’nın topluluğu, Kerubim, Serafim ve Ofanim, tüm güç melekleri, tüm üstünlük melekleri, Seçilmiş Olan, ve dünyanın üzerindeki, suyun üzerindeki diğer güçler çağrılacak.

O gün hepsi tek ses olup iman ruhuyla, bilgelik ve sabır ruhuyla, merhamet ruhuyla, yargılama
ve huzur ruhuyla, iyilik ruhuyla Tanrı’yı kutsayacak, övecek ve onurlandıracak. Evet, hepsi tek bir sesle diyecek ki: ‘O kutsanmıştır ve sonsuza kadar kutsansın Ruhların Tanrısı’nın adı.’Gökteki tüm o uyumayanlar O’nu kutsayacak.

Göklerdeki tüm ulular O’nu kutsayacak. Hayat bahçesinde kalan tüm seçilmişler, kutsayabilecek, onurlandırabilecek, yüceltebilecek tüm ışık ruhları senin kutsal adını ebediyen onurlandıracak ve kutsayacak.

Ruhların Tanrısı’nın merhameti ve sabrı çok olduğu için, yaptığı, yarattığı her şeyi ululara ve seçilmişlere bildirdi.”

Diriliş:

Ve o günlerde dünya ona emanet edileni rahminden teslim edecek, cehennem borçlu olduğunu iade edecek ve yıkılışlar sahip olunanı yeniden düzenleyecek.

O günlerde, onlar arasından adil ve ulu olanları seçecek, çünkü kurtarılacakları gün geldi.

Seçilmiş Olan o günlerde tahtına oturacak, tüm bilgelik sırları ağzından dökülecek, çünkü o sırları ona Ruhların Tanrısı verdi ve onu onurlandırdı.

O günlerde dağlar koçlar gibi sıçrayacak, tepeler süte doymuş kuzular gibi tepinecek.

5. ve göklerdeki meleklerin yüzü sevinçle parlayacak. Çünkü Seçilmiş Olan o günlerde ortaya çıkacak. Dünya sevinecek, üzerinde doğruluk hâkim olacak ve seçilmişler orada yürüyecek.

Metal Dağlar

O günlerden sonra, tüm gizli görüntüleri gördüğüm yerde bir hortuma yakalandım ve batıya doğru taşındım.

Orada gözlerim göklerin tüm sırlarını ve dünyada mevcut olan her şeyi gördü: demirden bir dağ, bakırdan bir dağ, gümüşten bir dağ, altından bir dağ, nikelden bir dağ ve kurşundan bir dağ.

Benimle birlikte gelen meleğe sordum: “Gizlilik içinde gördüğüm bu şeyler nedir?”

O da dedi ki: “Gördüğün o bu şeyler onun Mesih’inin dünyada güçlü ve etkili olabilmesi içindir.”

Sonra bu barış meleği bana dedi ki: “Biraz bekle, göreceksin. Ruhların Tanrısı’nın bildirdiği tüm sırlar sana gösterilecek. Gördüğün bu dağlar, demir dağ, bakır dağ, gümüş dağ, altın dağ, nikel dağ ve kurşun dağ; Seçilmiş Olan’ın önünde ateşin önündeki mum gibi, yukarıdan bu dağların üzerine dökülen su gibi olacak. Onun ayakları önünde güçsüz olacaklar.

Ve o günlerde kimse ne altınla, ne de gümüşle kendini kurtaramayacak.

Kimse kaçamayacak

Ne savaş için demir, ne de zırh için bir elbise olacak. Metalin faydası olmayacak, kalayın faydası olmayacak ve kurşun istenmeyecek.

Seçilmiş Olan Ruhların Tanrısı’nın önünde ortaya çıktığında tüm bu şeyler dünyanın üzerinden silinip yok olacak.”

Ay ve Günes

Ay: Küresi gökküresi gibidir ve bindiği araba rüzgâr tarafindan sürülür. Işık ona belirli bir ölçüyle verilir.

Doğuşu ve başı her ay değişir. Günleri Güneş’in günleri gibidir ve ışığı tam olduğunda, Güneş’in ışığının yedide biri kadardır ve o şekilde doğar.
İlk evresi otuzuncu sabah doğudan başlar. O gün görünür olup ayın ilk evresini oluşturur sizin için. Güneş’le birlikte Güneş’in doğduğu pencereden doğar.

Yarısı yedi parçadır. On dört parçanın yedide birlik parçası hariç tamamen boştur. O gün ışığının yarısının yedide birlik parçasını aldığında ışığı yarısının yedide birine ulaşır.

Güneş’le birlikte batar. Güneş doğduğunda Ay onunla birlikte doğar ve ışığın bir parçasının yarısını alır. O gece, gününün başlangıcında Ay Güneş’le birlikte batar ve o gece on dört parçasından birinin yarısı hariç görünmezdir. O gün tam olarak yedide birlik bir parça ile doğar, Güneş’in doğuşundan uzaklaşır ve kalan günlerinde kalan on üç parçasıyla birlikte parlar.

Güneş’in diğer adları şöyledir:
Aryares ve Tomas.

Ay’ın dört ismi vardır:
Asonya, Ebla, Benase, Erae.

Bunlar iki büyük ışıktir: Küreleri gökküresi gibidir ve büyüklükleri eşittir.

Güneş küresinde Ay’ın yedi kat kadar ışık vardır. Bu ışık belirli bir ölçüyle Ay’a eklenir. Bunlar bati pencerelerine girer, kuzeyden döner ve göğün doğu pencerelerinden doğarlar.

Ay doğduğunda on dört parçasından biri görülür gökte. On dördüncü günde ışığını tamamlar. On beşinci güne kadar ona on beş parça ışık aktarılır ve yılın burcuna göre ışığı tamamlandığında on beş parça olur. Böylece Ay ilk on dört günlük harekeni tamamlar.

Güneş’ten Ay’a ışık aktarıldığında, ışık onun yalnızcabir tarafina gönderilir.

Ay’ın ışığının arttiğı süreçte, Güneş’in varlığından ona ışık aktarılır. On dördüncü günde ışığı gökte tam olur ve göklerde tüm ışığıyla parlar. İlk gün ona yeniay denir, çünkü o gün onun üzerinde ışık yükselir. Tam Güneş’in batidan battigi gün dolunay olur, gece doğudan doğar ve Güneş onun karşısında yükselene kadar tüm gece boyunca parlar. Sonra da Güneş’ten önce kaybolur.

Işığının geldiği yerden tekrar solmaya başlar, tüm ışığı kaybolana kadar solar. Ayın tüm günleri sona erdiğinde küresi ışıksız kalır. Zamanlarından birinde üç ay boyunca otuz günlük devirler yapar, diğer bir zamanında ise üç ayı yirmi dokuz günlük devirlerle tamamlar. İlk zaman periyodunda ve ilk pencerede soluşunu yüz yetmiş yedi gününde tamamlar. Çıkış zamanında üç ay boyunca otuz gün görünür, üç ay ise yirmi dokuz gün görünür.

Yirmi gün boyunca geceleyin bir adam yüzü gibi görünür, gündüzse gökyüzü gibi görünür, çünkü ışığı dışında onda bir şey yoktur.

Yılı günlerinin 364 olarak hesaplandığı göz önüne alınırsa, bu dört gün her ay 30 gün olduğundan fazladır.

(364 –12 x 30=4)


Evrenin Diğer Gizemleri

Bir başka görkemli şeyi ve gökteki yıldızları gördüm. O’nun onları adlarıyla nasıl çağırdığını gördüm, sesini duydum. Işıklarına, yerlerinin genişliklerine, görünme günlerine ve yörüngelerine göre doğru bir dengeleme ile nasıl tartıldıklarını gördüm. İhtişam, ihtişam yaratıyordu ve bunlar meleklere ve inananlara dönüşüyordu.

Benimle birlikte gelen, bana sırları gösteren meleğe sordum: “Bunlar nedir?” Dedi ki: “Ruhların Tanrısı sana onların bir görüntüsünü gösterdi. Bunlar dünyada yaşayan ve Ruhların Tanrısı’nın adına ilelebet inanan uluların adlarıdır.”

Bu ihtişamla ilgili gördüğüm bir başka şey: Bazı yıldızlar yükselip parlaklığa dönüşüyordu ve arkalarında hiçbir iz bırakmıyorlardı.


Adillerin Evi

O günlerde seçilmişler ve kutsal ırk inecek gökten ve onların tohumu insanoğullarınınkiyle bir olacak. O günlerde Enok öfke, gazap, kargaşa ve kovulma kitaplarını aldı.

Ve Ruhların Tanrısı “onlara merhamet edilmeyecek” dedi.

Ve bir bulut beni dünyadan aldı ve rüzgâr göklerin ucuna götürdü.

Orada başka bir vizyon gördüm. Yücelerin mekânlarını, [adillerin dinlenme yerlerini] gördüm. Burada gözlerim sadık meleklerin bulunduğu mekânları ve uluların bulunduğu dinlenme yerlerini gördü. İnsanoğulları için istekte bulunuyorlar, yalvarıyorlar, dua ediyorlardı ve doğruluk onların önünden dünyaya su gibi, merhamet ise çiğ gibi akıyordu. Ebediyen bunu yapmaya devam edecekler.

Orada gözlerim adaletin, imanın Seçilmiş Kişisini gördü. Onun Ruhların Tanrısı’nın kanatları altındaki mekânını gördüm. Onun günlerinde doğruluk hüküm sürecek.

Ruhların Tanrısı önünde adiller ve seçilmişler ebediyen sayısız çoklukta olacak.

O’nun önünde tüm adiller ve seçilmişler ateşli ışıklar gibi güçlü olacak, ağızları hayır duayla dolu olacak, dudakları Ruhların Tanrısı’nın adını övecek. O’nun önünde doğruluk hiç bitmeyecek.

Keşke orada kalıyor olsaydım. Ruhum o mekâna özlem duydu. Atalarım daha önce burada bulunmuştu, çünkü Ruhların Tanrısı’nın önünde benimle ilgili durum böyleydi.

Ve o günlerde Ruhların Tanrısı’nın adını övgü sözcükleriyle kutsadım, methettim, çünkü O’nu övmemi, O’na dua etmemi ihsan etmişti bana.

Uzun bir süre boyunca gözlerim bu yere baktı. “Ezelden ebede kadar kutsansın!” diyerek takdis ettim Ruhların Tanrısı’nı. O’nun için son yoktur. O dünyanın yaratılmadan öncesini, dünyanın ne olduğunu ve nesilden nesle nasıl olacağını bilir.

Hiç uyumayanlar seni kutsar. İhtişamın önünde durur, seni kutsar, över, yüceltirler: Uludur, Uludur, Uludur Ruhların Tanrısı.

Dünyayı ruhlarla doldurur. Ve burada gözlerim o uyumayanları gördü. O’nun önünde durur, O’nu kutsarlar: “Sen kutsanmış olansın. Tanrı’nın adı sonsuza kadar kutsanmıştır.” Ve artık göremeyecek hale gelinceye kadar yüzüm değişti.

@Muri4K

Nach oben scrollen